Su çiçeği hastalığı, çocuklarda sıkça görülen bir enfeksiyon hastalığıdır. En sık okul öncesi yaşlarda ortaya çıkan bu hastalıktan korunmanın en etkili yolu, çocuklara su çiçeği aşısı yaptırmaktır. Su çiçeği aşısı, attenüe yani zayıflatılmış bir virüs aşısıdır. Geçmişte yaygın olarak uygulanmasa da günümüzde oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Aşının koruyucu etkisi oldukça yüksektir. Ağır su çiçeği enfeksiyonları göz önüne alındığında, aşının yararı %95'e kadar çıkmaktadır. Aşı olan çocuklar nadiren su çiçeği geçirebilirler; ancak bu durumlarda da, genellikle su çiçeği geçiren başka bir çocukla çok yakın temasta bulunmuş olmaları gerekmektedir.

Aşı olan çocuklar su çiçeği hastalığını çok hafif ve düşük bir ihtimalle geçirebilirler. Döküntü sayısı oldukça az olur. Nadiren de olsa, aşılı çocuklarda su çiçeği görülürse, bu hastalığın geçiş süreci oldukça kısa olur. Su çiçeği aşısı, diğer aşılarla aynı anda rahatlıkla uygulanabilir; ancak farklı enjektörler ve farklı bölgelerden yapılmalıdır. Fakat kızamık, kızamıkçık, kabakulak gibi canlı virüs aşıları ile aynı anda yapılmayacaksa, en az 1 ay ara vermek gerekmektedir.

Ağır ve orta derecede hastalığı olan çocuklar ve yetişkinlerin, hastalıkları geçtiği dönemde aşı yapılması gerekmektedir. Su çiçeği aşısı yapıldıktan sonra, 6 hafta boyunca kesinlikle salisilat içeren aspirin gibi ilaçların kullanılmaması gerekmektedir.

Bir yaşını dolduran çocuklara su çiçeği aşısı güvenle yapılabilir. Kreşe, yuvaya giden ya da okul çağında olan çocuklarda su çiçeği aşısının yapılması, hastalığın belirgin bir şekilde önlenmesini sağlar. Yan etkisi olmayan bir aşı olduğu ve koruyuculuk derecesinin yüksek olması sebebiyle bu aşıyı öneriyoruz. Su çiçeği bulaşma süresi uzun olduğu için, çocuk okula ya da kreşe gidiyorsa bulunduğu ortamda diğer çocuklara bulaştırma riski yüksek olacaktır. Çok bulaşıcı bir hastalık olduğu için, yakın temasta bulununca diğer çocuklara daha çabuk geçebilir. Su çiçeği hastalığının yan etkilerinin fazla olması nedeniyle ve bu aşının koruyuculuk oranının çok yüksek olması nedeniyle aşının yapılmasının ne kadar faydalı olduğu ortadadır. Hatta çocuklar su çiçeği geçirmeden ergenlik yaşına gelseler bile, bu yaşlarda bu aşıyı yapma fırsatı kaçırılmamalıdır.

Su çiçeği aşısının yan etkisi hemen hemen hiç yoktur. Ancak aşı yapılmış çocuklarda ve ergenlik çağındaki gençlerde, aşıdan sonraki 1 ay içinde birkaç hafif döküntü görülebilir. Bu döküntülerin sayısı genelde 2-5 arasında olur. Bu nedenle herhangi bir belirti ortaya çıkarmaz ve hastalık bulaştırma riski olmaz. Su çiçeği aşısı olduktan sonra, aşı yapılan yerde geçici ağrı, hassasiyet ve geçici kararsızlık olabilir. Aşının organlara yan etkisi bulunmamaktadır.