Hamilelik döneminde su çiçeği nadir görülse de, her 10.000 kadının %5'inde ortaya çıkabilir ve bu durum oldukça ciddi sonuçlar doğurabilir. Çocuk hastalıkları grubu içerisinde yer alan su çiçeği, özellikle kış ve bahar aylarında daha sık görülmektedir. Genellikle çocukluk döneminde geçirilen bu hastalık, nadiren de olsa yetişkinlerde de görülebilir ve yetişkinlerde hastalık genellikle daha ağır seyreder. Özellikle hamile kadınlarda su çiçeği daha zor atlatılabilir. Su çiçeği, enfekte bir kişiyle temas yoluyla veya havadaki virüs partiküllerinin solunmasıyla bulaşabilir. Aynı evde bir kişinin su çiçeği çıkarması, henüz geçirmemiş diğer bireylere kolaylıkla bulaşabilir.

Su çiçeğinin en önemli belirtisi, uçlarında su dolu kırmızı döküntülerdir. Yetişkinlerde bazen döküntülerden önce halsizlik, ateş, kas ağrıları, eklem ağrıları ve baş ağrısı gibi belirtiler görülebilir. İlk döküntüler genellikle yüzde başlar ve daha sonra vücuda yayılır. Döküntüler genellikle 7 gün içinde iyileşir.

Döküntüler ortaya çıktığı sürece ev halkına kolaylıkla bulaşabilir. Hastalığın kuluçka dönemi 14-20 gün arasında değişebilir. Virüs, ilk temas veya solunum yoluyla alındıktan sonra birkaç gün içinde bölgesel lenf düğümlerinde çoğalarak, buradan kan yoluyla organlara, özellikle karaciğer ve dalakta yayılır ve burada çoğalmaya devam eder. Döküntüler ortaya çıkmadan 1-3 gün önce hastalık bulaşıcı hale gelir. Bu döneme kuluçka dönemi denir. Su çiçeği, zaman zaman ölümlere yol açabileceği için hamilelikte dikkat edilmelidir. Yetişkinlerde en sık görülen komplikasyonlardan biri zatürredir. Zatürre nedeniyle hastaneye yatırılan hasta sayısı %5-14 arasında değişebilir ve bu nedenle hayatını kaybeden hasta sayısı %11'e yakındır. Belirtiler genellikle döküntüler başladıktan 1-5 gün içinde ateş, öksürük, solunum yetmezliği, göğüs ağrısı ve balgamda kan görülmesi şeklinde olabilir. Su çiçeğinin bir diğer komplikasyonu da beyin iltihabıdır, ancak bu durum çok nadir görülür.

Hamilelikte su çiçeği, pnömoni başta olmak üzere çeşitli komplikasyonların görülme riski daha yüksek olduğu için çok daha ciddi bir durum alır. Gelişmiş yoğun bakım ünitelerinin olmadığı dönemlerde su çiçeği pnömonisi nedeniyle hamile kadınlardaki ölüm oranı %35'e yakındı. Hamile kadınlarda su çiçeğine bağlı zatürre görülmesi bazı risk faktörleri ile ilişkilidir. Bu faktörler arasında kronik karaciğer hastalığı, sigara içmek ve bağışıklık sistemi hastalıkları yer alabilir. Su çiçeği geçiren hamile kadının yakından takip edilmesi gerekir.

Su çiçeği geçiren annenin enfeksiyonu aktif durumda olması, bebekte ciddi sorunlara yol açabilir. Bebeklerin %97'sinde herhangi bir belirti ortaya çıkmayabilir. Ancak bebekte intrauterin enfeksiyonun oluşması üç şekilde olabilir: konjenital varisella sendromu, belirti vermeden kan değerlerinin pozitif olması ve bebeğin su çiçekli doğması gibi ihtimaller vardır. Hamileliğin ilk aylarında su çiçeği, fetal anomalilere neden olabileceği için çok daha önemlidir. Konjenital varisella sendromu, bebeğin kol ve bacaklarında, gözlerinde, deride ve sinir sisteminde anomalilere neden olur ve nadiren de olsa bebek anne karnında ölüme yol açabilir. Bu tür belirtiler en çok hamileliğin 20. haftasında ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Bebekte görülebilecek bulgular arasında ciltte lekelenmeler, doğum kilosunun düşük olması, ciltte zikzak şeklinde nedbe dokusu, katarakt, gözlerin normalden küçük olması, görme sinirinde küçülme, parmaklarda anomali, kolda veya bacaklarda kısalık, kaslarda güç kaybı, derin tendon reflekslerinde kaybolma veya azalma, his kaybı, beyin iltihabı, idrar veya dışkıyı tutamama, başın normalden küçük olması, sera nöbeti, beyin dokusunun gelişmemesi ve bağırsakta gelişme bozukluğu yer alabilir. Ancak bu durumların ortaya çıkma ihtimali düşüktür, fakat yine de mevcut olabilir.