Su çiçeği, varicella-zoster virüsünün neden olduğu, ciltte kaşıntılı, kırmızı ve sulu kabarcıklarla kendini gösteren bulaşıcı bir hastalıktır.

Hastalığın ilk belirtileri genellikle yorgunluk, yüksek ateş ve deri döküntüleri şeklinde ortaya çıkar. Su çiçeği döküntüleri ilk olarak yüzde ve vücutta belirir. Su çiçeği en çok çocuklarda görülmekle birlikte, çocukken bu hastalığı geçirmemiş yetişkinlerde de görülebilir. Hastalık, ciltteki döküntüler, kızarıklık, kaşıntı ve yüksek ateş ile kendini belli eder.

Su çiçeği, oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Ortalama kuluçka süresi 14-15 gündür ve bu sürenin sonunda döküntüler ortaya çıkar. İlk günlerde yüksek ateş görülür, ardından halsizlik ve burun akıntısı gelir. Döküntüler genellikle yüzde, boyunda, saç derisinde, göbekte ve sırt bölgesinde daha belirgindir.

Su çiçeği kuluçka dönemi yaklaşık 14-15 gündür. Döküntülerin ortaya çıkışıyla birlikte hastalık bulaşıcı hale gelir ve bu durum 6-7 gün sürebilir. Döküntüler genellikle su dolu kabarcıklar şeklinde olup, hastalığın bu evresi yaklaşık 6-7 gün sürer. Bu dönemde yüksek ateş de görülebilir. Ağır vakalarda zatürre gibi komplikasyonlar oluşabilir ve bu durum hastanede tedavi gerektirebilir.

Su çiçeği, nadiren de olsa komplikasyonlara yol açabilir. Deri, akciğer, eklem yerleri ve kan gibi vücudun çeşitli bölgelerinde bakteriyel enfeksiyonlar görülebilir. Hastalık bazı kişilerde beyin ve iç organlara yayılabilir. Enfeksiyon sırasında ağrı ve ateşi düşürmek için kesinlikle aspirin kullanılmamalıdır. Aspirin kullanımı, akciğere ve beyine zarar vererek Reye sendromuna yol açabilir. Reye sendromu, grip nedeniyle aspirin veya aspirin içeren ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaç kullanımına bağlı olarak ortaya çıkar ve karaciğerde yağ birikimi ile beyin içi basıncın artmasına neden olabilir. Bu durum ölümcül olabilir.

Akciğer enfeksiyonu da ciddi sonuçlara yol açar ve zatürreye sebebiyet verebilir. Su çiçeği gözde çıktığında körlüğe neden olabilir.

Su çiçeği aşısı, 13 aylıktan büyük bebeklere yapılır. Ancak tek doz aşı yeterli olmadığından, beş ve altı yaşlar arasında bir doz daha tekrarlanır. Yetişkinler genellikle çocukluk döneminde bu hastalıkla karşılaşıp bağışıklık kazandıkları için, yetişkinler arasında salgınlar pek görülmez. Ancak çocukken su çiçeği geçirmemiş yetişkinlerde bu hastalık görülebilir ve bu durumda hastalık daha zor geçer. Bağışıklık sistemi düşük olan kişiler, kanser hastaları ve hamile kadınlar risk altında oldukları için mutlaka aşı olmalıdır.

Su çiçeği aşısının bebek üzerindeki etkileri tam olarak bilinmediği için hamile kadınların aşı yaptırması önerilmez. Hamilelik döneminde su çiçeği riskini önlemek için hamile kalmadan dört hafta önce aşı yaptırılarak bu risk en aza indirilebilir.